HÜSEYİN ÖZTÜRK Geleneksel Anadolu ve Balkan Çorapları Özel Koleksiyonu
Çoraplar ayağa giyilen, çeşitli iplerden örülmüş giyeceklerdir. Çok eskilerden beri elde örüldüğü gibi 16. yy'ın ikinci yarısından itibaren makinelerde de üretilmektedir. Örgü malzemesi olarak pamuk, yün, kıl, tiftik, ipek, sentetik iplikler ve bunların karışımı kullanılmaktadır.
Halk kültürü yaratmaları olan el örgüsü köylü çorapları, ihtiyaçtan doğmuştur. Anadolu ve Balkanlarda geleneksel giysilerin kullanıldığı giysi çevrelerinde çorap örme geleneği kırsal kesimde hala yoğun olarak sürdürülmektedir. Geleneksel ortamda, örgü teknikleri, motif ve renk kullanımıyla maddi kültürel değerinin yanı sıra toplumsal iletişim bağlamında motif, renk ve tasarımının sunduğu sembolik mesajlar çorapların somut olmayan kültürel değer olarak önemini daha da arttırmaktadır. Ancak günün değişen yaşam koşulları ve sanayi devrimi ile birlikte teknolojinin getirdiği ekonomik kolaylıkların etkisi ile köyden kente göç sürecinde el işi çorap üretimi önemini yitirmiştir. Bu nedenle, zamanının bu zengin kültür ürünleri, diğer bir değişle folklorik giyim parçaları, günümüzde ayaklar yerine sandıkları süsler olmuştur.
Çorap Müzesi Özel Sergisi
Gelenek Türk köylü çoraplarını;
1. Doğal renkli çoraplar (Hayvanın tüyünün kendi renginden)
a. Ak çoraplar
b. Kara çoraplar
c. Kahverengi çoraplar
2. Alaca Çoraplar
3. Kınalı çoraplar
4. Nakışlı çoraplar
5. Tüylü çoraplar olarak gruplandırabiliriz.
Ayrıca yapımında kullanılan malzemeye göre de;
1. Yün çoraplar
2. İplik çoraplar
3. İpek Çoraplar
4. Kıl çoraplar
5. Karışık çoraplar olarak da sınıflamak mümkündür.
Anadolu ve Balkanlar’daki çoraplar üzerine yapılan araştırmalarda renk ve motif kullanma açısından şaşırtan bir benzerlikler vardır. Buna karşın çorapların gizli dili konusunda farklılıklar saptanmıştır. Örneğin; Anadolu Sinop ili köylerinde bir ailenin kızı diğer bir ailenin oğlu için sözle istenir. Kızı vermeye gönüllü olan aile, yörede ‘damak’ olarak adlandırılan motiflerle örülmüş çorabı göndererek kızın verileceği mesajını verir. Sinop ilimizdeki Damak motifine benzeyen, Kosova’nın Gora dağ köylerinde gördüğümüz motifin adı, ‘muska’dır ve o yöre insanı için çok farklı bir anlam taşımaktadır.
Anadolu ve Balkanlar’ın benzer geleneklerinden olan “çeyiz yazma” uygulamasında en yaygın olanı çorap sergileme geleneğidir. Çoraplar, evlenecek genç kızın çeyizi düğün sırasında, hem kendi ailesinin evinde, hem de damadın evinde sergilenir. Anadolu ve Balkanlar’da çoraplar hakkında yaptığımız araştırmalardan çıkardığımız sonuçlar: El örgüsü köylü çoraplarının sağladığı yarar dışında iletişim aracı olduğu da görülür. Motifleri, renkleri sessiz konuşan bir dil gibidir.
Üretildiği kültür çerçevesinde her renge her motife bir anlam yüklenmiştir. Çorap örgücülüğü gençler için temel eğitim sayılır. İleride dokuyacağı halı, kilim ve benzeri sanatlar için bir ön eğitimdir. Çorap motiflerinde içinde yaşanılan doğanın dört mevsim günün yirmi dört saatinde değişen renklerin, çiçeklerin, hayvanların ve ağaçların sevgiyle üretilen stilize resimlerini görürüz.
Anadolu ve Balkanlar’ın benzer geleneklerinden olan “çeyiz yazma” uygulamasında en yaygın olanı çorap sergileme geleneğidir. Çoraplar, evlenecek genç kızın çeyizi düğün sırasında, hem kendi ailesinin evinde, hem de damadın evinde sergilenir. Anadolu ve Balkanlar’da çoraplar hakkında yaptığımız araştırmalardan çıkardığımız sonuçlar: El örgüsü köylü çoraplarının sağladığı yarar dışında iletişim aracı olduğu da görülür. Motifleri, renkleri sessiz konuşan bir dil gibidir.
Üretildiği kültür çerçevesinde her renge her motife bir anlam yüklenmiştir. Çorap örgücülüğü gençler için temel eğitim sayılır. İleride dokuyacağı halı, kilim ve benzeri sanatlar için bir ön eğitimdir. Çorap motiflerinde içinde yaşanılan doğanın dört mevsim günün yirmi dört saatinde değişen renklerin, çiçeklerin, hayvanların ve ağaçların sevgiyle üretilen stilize resimlerini görürüz.
Çorap örücülüğü türkülere de yansımıştır:
“Kızılcıklar oldu mu
Senelere doldu mu
Gönderdiğim çoraplar
Ayağına oldu mu”
Çorap örmek esinlenmektir, yaratıcılıktır, sanattır, sevgidir, armonidir. Özet olarak kendini ifade etmektir.
Sivas köylerinde küçük ağa adı verilen çoraplar bekarlar için, büyük ağa adı verilenler de evliler içindir. Kahya, çoban, muhtar çoraplarından tanınırlar. Onbaşı, çavuş nişanı adı verilen çorap örnekleri de askerlikte bu rütbeleri kazanmış olanların çoraplarıdır.
Türk köylü çoraplarının gizli anlatımı:
1. Giyenin bağlı olduğu toplumu ve köyünü tanıtır.
2. Sosyal ve medeni durumu belirler.
3. Değerli hediyelerden sayılır, sözlü olarak anlatılamayan konuları anlatır.
4. Nazara karşı korur, doğumda kolaylık sağlar. Bazı hastalara giydirilerek şifa umut edilir.
5. Çevre olayları ve mitolojik konuları işler.
Türklerde “Damga” canlı ve cansız mallara uygulanan şekillerdir, demirden yapılır, kızdırılarak vurulur. Giyim kuşam ve dokumalarda kullanılan belirleyici şekillere ise “im” denir. Dokuma ya da örgü ile yapılır. Çoraplarda toplum, kişi belirlemesinde kullanılan pek çok im bulunmaktadır.
Evlenmeler nedeniyle ailesinden ayrılan kişilerin kendilerine özgü damga ve ime sahip olma isteği çeşitlerin artmasına sebep olmuştur.
Erkek çorapları dize kadar uzundur. Çakşır, menevrek, zıvga, şalvar çorabın içine sokularak giyilir.
Kadınlarda çorapların görülmesini sağlamak için şalvar, üç etek, fistan, göyneklerin boyu dikkate alınarak yapılır. Çoğunlukla erkeklere göre kısadır.
Halk kültürü ve el sanatları açısından önemli özellik taşıyan çoraplar, geleneğe bağlı olarak üretilmişlerdir. Giyilmenin yanı sıra bazı sosyal ve kültürel işlevleri de bulunmaktadır. Bununla birlikte üretildiği coğrafya insanlarının sanatsal bir yansımasıdır.
Kadınlarda çorapların görülmesini sağlamak için şalvar, üç etek, fistan, göyneklerin boyu dikkate alınarak yapılır. Çoğunlukla erkeklere göre kısadır.
Halk kültürü ve el sanatları açısından önemli özellik taşıyan çoraplar, geleneğe bağlı olarak üretilmişlerdir. Giyilmenin yanı sıra bazı sosyal ve kültürel işlevleri de bulunmaktadır. Bununla birlikte üretildiği coğrafya insanlarının sanatsal bir yansımasıdır.
Çorap sektörünün öncü firmalarından Rapsodi Çorap’ın sahibi Hüseyin Öztürk, sektörel faaliyetlerinin yanı sıra çorabın kültürel derinliğine de sahip çıkarak önemli bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleştir. Hüseyin Öztürk Geleneksel Anadolu ve Balkan Çorapları Özel Koleksiyonu bu duyarlılığın sonucu olarak hayat buldu. Rapsodi Çorap’ın yeni inşa edilen son teknoloji ile donatılmış fabrikasında uluslararası müzecilik standartlarında özel bir alan oluşturularak düzenlenen sergi salonu, alanında Türkiye’de bir ilki oluşturmakta ve üzerinde akademik çalışmalar da yapılmaktadır.
Müzede yer alan çoraplar içerisinde birbirinden değerli, ilginç eserler bulunmakta ve tarihleri 1920’lere kadar dayanmaktadır. Bu el örgüsü çoraplar eğirme yün, kök boya ile geleneksel değerler içerisinde üretilmiştir.
Hüseyin Öztürk Geleneksel Anadolu ve Balkan Çorapları Özel Koleksiyonu, kaybolmaya yüz tutmuş, geleneksel el sanatı çoraplarımızın gizemli yönlerinin açığa çıkartılması, renk ve motiflerinin dünyaya tanıtılmasının yanı sıra, modern çorap sektörü aracılığı ile ülkemiz çorap kültürünü dünyaya tanıtmayı da amaçlamaktadır.
Not: İstanbul, Beylikdüzü’nde yerleşik Rapsodi Çorap bünyesinde yer alan “HÜSEYİN ÖZTÜRK Geleneksel Anadolu ve Balkan Çorapları Özel Koleksiyonu” mesai saatleri içerisinde ücretsiz olarak ziyaret edilebilmektedir.